kendini bekaretiyle kutsayan

Kendini Bekaretiyle Kutsayan Kadınlara

Bu yazı, kendini bekaretiyle kutsayan, bekaretiyle yargılayan kadınlara…

Güzel kadın, belki şu an yaşadığın ve yaşadığına pişman olduğun bir cinsel ilişkinin omzunda bıraktığı yükleri taşıyor ve bununla nasıl başa çıkabileceğini merak ediyorsun. Belki seninle benzer yaşantıyı geçiren kadınlara kendini anlattın, belki hiç kimseye anlatamadın ve şu an seni uçuruma sürükleyen duyguların esirisin. Google bilir bir de ona sorayım dedin ve bugün senin şanslı günün çünkü tanıştık. Ben tanıştığıma çok memnun oldum.  Dilerim bu yazıyla düşünce dünyanda bir hareketlilik yaratabilir, omzundaki yükleri hafifletebilirim.

İlkel İnsanın Saflık Anlayışı

İlkel insanın ve dinlerin, insanlara ve özellikle de kadınlara yaptığı en büyük psikolojik baskılardan biri, cinsel ilişkiye girmiş ve girmemiş insana ayrı sıfatlar verme icadını çıkarmasıdır. Bekaret sözcüğü; yüzyıllar boyunca henüz sevişme, öpüşme, dokunma veya cinsel birleşme gibi cinsel eylemde bulunmamış olmayı tanımlamak için kullanılsa da, bunu tanımlamak için bir sözcük bulmak gerektiğini düşünen insanlardan daha kötü kalpli insanlar, bu sözcüğü saf ve temiz olmakla eş değer tutmuştur. İlkel kabileler bakireleri “saf ve temiz” oldukları için tanrılarına bağışlamış, Antik Yunanlar Artemis gibi bakire tanrılar ortaya çıkarmış, özetle insanlık cinsel ilişkiye girmemiş olmaya ya da tam tersine cinsel ilişkiye girmeye bir kutsiyet affetmiştir. Yetmemiş, günümüz dünyasında, bekaret = saflık temizlik demenin ötesinde bekaret = kızlık zarı/kızlık zarının kanaması gibi bir anlayış türemiş ve bu anlayış, saflık temizlik = kızlık zarı/kızlık zarı kanamasıdır algısını oluşturmuştur.

Şu insanoğlunun yaptığına bakın: Önce bir halt yiyerek cinsel ilişkiye girmemiş olana bir sıfat bulalım diyor ve insanları ikiye ayırıyor, sonra türlü bilinçdışı süreçlerin (aşağılık kompleksi gibi) onu henüz “ellenmemiş” olanı seçmeye ittiğini fark ederek, bakire/bakir dediklerini daha kıymetli bulmaya başlıyor, sonra yetmezmiş gibi bakire ve bakire olmayan arasında temiz-kirlenmiş ayrımı yapıyor ve bu da yetmezmiş gibi bakireliği ve ona yüklediği anlam olan saflığı, üzerinde sinir hücresi bile olmayan, tırnaktan farksız ve işlevsiz bir ölü dokunun varlığına ya da yokluğuna bağlıyor. Sonra ne mi oluyor? Oral seks yapan kadınlar bakireyim diye ortalıkta geziyor, bakire kalmak için anal ilişki yaşayarak kendine daha büyük bir travma yaşatıyor (Normalde travmatik olmaz ama cinsel bilgisi ve dünya görüşü bu düzeyde olan bir kişi anal seksin inceliklerini bilemeyeceği için beceremez).

Onlara bir iyi bir de kötü haberim var:

Kötü haber şu ki; “Kusura bakmayın, o tren çoktan kalkmış ve bakire falan değilsiniz.”

Ancak iyi haber şu ki; “Zaten binmeye çalıştığınız tren sizi boktan bir yere götürecekti, bir sonrakine binebilirsiniz. Bu tren sizi, bakire olmadığınız ancak bakire olmak zorunda da olmadığınız, doğal olarak bakire olmayan insanların saf ve temiz kalabildiği ütopik gibi gelen ama gerçek bir yere götürecek. Hadi valizini al ve yola çıkalım.”

Sözlerime güzel kadın diye sana hitap ederek başlamıştım çünkü, şu an seni terk etmiş olan sevgilinle bir zamanlar isteyerek veya istemeyerek cinsel ilişkiye girmiş olman, güzelliğine ve saflığına zerre kadar zarar vermiyor. Şimdi zihninde “Nasıl evleneceğim?”, “Birisiyle birlikte olursam ona bakire olmadığımı nasıl söyleyeceğim?”, “Gerdekten önce kızlık zarı mı diktirsem mi?”, “Ya bakire olmadığım için beni istemezse?”, “Aileme bunu nasıl açıklayacağım?” “Ailemden ve onun ailesinden saklasam gerdek gecesi ortaya çıkacak?” gibi düşünceler geçiyor olabilir. Belki de aklıma gelmeyen ama bunlara benzer birçok başka düşünce. Şimdi tüm bu saçma sorulara ve düşüncelere tatmin edici cevaplar bulacaksın.

Bekaret Takıntısı Rekabetten Kaçınmadır

Öncelikle; bekareti dinden bağımsız olarak kutsallaştıran erkekler, bakire kadının temiz ve saf olacağı, ötekinin ise kirlenmiş olacağı düşüncesini kendi komplekslerine bir kılıf olarak kullanıyor bunu hiçbir zaman unutma. Yani aslında erkeklerin evlenecekleri kadındaki bakirelik arayışı tamamen rekabete girmek zorunda olmayacakları bir durum yaratmak için. Aksi halde “Benden önceki ilişkiye girdiği adamın penisi daha mı uzundu? Daha mı kalındı? Daha mı çok zevk aldı? İkimiz arasından beni mi tercih ederdi?” gibi düşüncelerle boğuşmak zorunda kalacak. Onun yerine ne yapıyor? Kendi egosuna herhangi bir zarar gelmesinden kaçınarak rekabet ve kaybetme olasılığını sıfıra indiriyor. Hiç cinsel ilişkiye girmemiş bir kadınla evlenmek istiyor çünkü bir yarışı kaybetmemenin en kolay yolu, o yarışa katılmamaktır.

Şimdi erkeklerin bakire kadın takıntısının aslında temizlikle saflıkla şununla bununla ilgisi olmadığını (Bu arada dinden bağımsız olarak bakire takıntısı olanlardan bahsettiğimi söylemiştim. Dindar insanların buna önem vermelerini tartışmak zaman kaybı çünkü basitçe emir böyle) anlamış olmalısın. O halde aklına hep şu gelmeli, aman bakire olsun, aman ellenmemiş olsun diye yanıp tutuşan bir adamın egosunu korumasından sen sorumlu değilsin. Eğer bir adam senin bakire olmadığını öğrendiğinde seni yargılayacak, o adamın sana olan sevgisi azalacak veya o adam bundan dolayı seninle evlenmekten vazgeçecekse, buradan kazançlı çıkan sen olursun çünkü öyle bir adamla zaten birlikte olmamalısın.

Sen Neyi Kutsal Bulursan, O bir Anda Kutsal Olur

Eğer diyorsan ki “Benim şu anki depresif duygularım gelecekteki ilişkilerimi düşündüğümden değil, tamamen benim kendimin, bunu sadece evleneceğim adamla yaşamak istememden kaynaklanıyor”, haklısın ama biraz tartışılabilir. Haklısın çünkü her ne kadar bekarete verilen önemin ilkel insanın bize yaptığı bir kötülük olduğunu söylesem de, günümüz insanı ve hatta kadınları bile bir kadının vajinasına girilmemiş olmasını kutsallaştırıyor. “Şok Şok Şok! Bilmem nereli Rus güzel bekaretini 2 milyon dolara bir milyardere sattığını açıkladı!!!” Habere bak, seni nasıl da ikna ediyor bunun ne kadar kıymetli olduğuna. Gerçekten öyle mi biraz düşün. Sence de hastalıklı değil mi bir kadının bekaretine 2 milyon vermek? Sen de işte kendi bekaretine bu kadar ehemmiyet vererek, hastalıklı bir zihnin devamını getiriyorsun. Oysa bekarete sıra gelene kadar ne önemli değerler var. Aşk, arkadaşlık, sevgi, şefkat, annelik, babalık, yardımseverlik, vicdanlılık, dürüstlük…

Çok sevdiğin bir arkadaşını düşün. Böyle bir yıkımla sana geldi ve derdini anlatıyor. Onu dünyanın en kötü şeyini yaptığına ve artık “ellenmiş”, işaretli bir kadın olduğuna mı ikna etmeye çalışırdın yoksa onun, en başından beri bu kadar önemsiz bir şeye toplum yönlendirmesiyle önem vererek hata yaptığını ve şu an kaybettim dediği şeyin aslında tırnak kesmek ve tırnağını çöpe atmak kadar önemli olduğunu anlamasını mı isterdin? Eğer tercih edeceğin ikinci söylediğim ya da ona benzer bir şeyse, o halde kendine başka, başkasına başka standart uygulama.

Kızlık Zarı Dikimi, Kadınları Aşağılayıcı Bir Uygulamadır

Bir de kızlık zarı dikimi yapan doktorlar var. Tıbbi dolandırıcılık. Yapanın kadınlara saygısı zaten yok. Bakmışlar ki bizim memlekette kadınlar bekaretini kaybederse travma yaşıyorlar, bu kadınları travma yaşamayacak düzeye getirip eğitelim demek yerine ticarete başlamışlar. Bir kan torbasını vajina içine yerleştirip gerdek gecesi bu torbanın patlamasıyla kan gelmesini ve erkeğin, kadının bakire olduğunu görmesini sağlıyorlar. Bana kalırsa aklından bu operasyona girmeyi düşünen kadın hem kendine olan saygısını, hem de aşığım ve evlenmek istiyorum dediği adama saygısını düşünmek zorunda. Çok aşıksın, bakire olduğumu öğrenirse benimle evlenmez ama ben evlenmek istiyorum diyorsun ve adamı kandırıyorsun. Hangisi daha kötü? Temiz mi oldun şimdi? Önceden bakire değildin, şimdi hem bakire değilsin hem de yalancı. Kızlık zarı dikiminden sonra evlilik yapan çiftlere mutluluklar dilerim o ayrı ama muhtemelen şu an bir yerlerde boşanma avukatı arıyorlardır. Kadın bakire olmadığından değil ha yanlış anlaşılmasın, birlikte olmak için uygun karakter yapısına sahip olmamalarından dolayı.

Buraya kadar sabırla okudun, bir kıvılcım yakabildiysem, en azından sorgulamanın fitilini ateşleyebildiysem ne mutlu. Bundan sonrasını kendin halledeceksin. Buraya kadar okuyup yine de “Ya hocam sen ne söylersen söyle öyle olmuyor işte” diyorsan da haklısın. Herkese yardım etmek mümkün değil, dilerim bu süreci kolay atlatırsın. Terapi odama girmeden sana sunabileceğim yardım ancak bu. Sevgiyle kal.

Detaylı bilgi almak için lütfen arayınız.

Hemen Randevu Al

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir